Atlarında doğal
hayatlarında beslenme davranışları kendilerine özgü bir takım anatomik
özellikler ve fizyolojik değişiklikler
ve belirtiler sonucunda şekillenir. Bu fizyolojik değişiklikler hormonlar, sinir
iletimleri ve homeostatik mekanizmaları kapsar ki böylece hayvanda bir açlık
hissi oluşur. Sonuç olarak at başını eğer, koklar, test eder, çiğner ve yutar.
Doğada izlenen atların 24 saat boyunca yaklaşık 5 ila 12 km
mesafede serbestçe dolaştığı ve günün yaklaşık olarak 10-14 saatini hem dolaşıp
hem otlayarak geçirdikleri gözlemlenmiştir. Atların otlanmadıkları aralıkların
yaklaşık 1 saat ile 2 saat kadar olduğu ancak bu sürenin nadir olarak üç saati
bulduğu gözlemlenmiştir. Bu onların doğal beslenme alışkanlıklarıdır ve atların sindirim sistemleri bu tip bir
beslenmeye uygundur. Midesi nerede ise yarım kova kapasiteye sahip olan bu
canlı büyük miktarlarda yem yiyemez.
Evcilleştirilmiş olan atların bakımında gerek padok
alanlarının yetersizliği gerekse yapılacak olan sportif aktivitenin ön plana
geçerek otlamanın mümkün olmaması sebebi ile istenilen performansın sağlanabilmesi
için atın ihtiyaçlarının tümünü kapsayan dengeli karbonhidrat, protein, yağ, vitamin
ve mineral maddeleri içeren at yemlerikullanmak şart haline gelmiştir ki bu beslenme şekli genellikle gün içerisinde
aralarında uzun açlık periyodlarının olduğu 2 ya da 3 kez yemlemeyi
kapsar.
Mide sürekli asit üreten bir organdır, midedeki bu asit
sindirimi arttırır ve yemde olabilecek zarar verici maddeleri parçalar.
Sindirim için gerekli olan bu asit aslında mide duvarı için zararlıdır.
Midedeki bu asidi tükürük bezlerinden salgılanan (ki atta bu miktar günlük
yaklaşık 40 litreyi bulur) tükürük salgısı nötralize etmektedir. Doğal
hayattaki sürekli beslenme halinde olan atların sürekli salgıladıkları tükürük
mideye giderek midede üretilen asit ile mükemmel bir dengenin oluşmasını
sağlar.
İnsan ile at arasındaki en önemli farklardan birisi de
atların sadece yem maddelerini çiğnerken tükürük salgılamalarıdır. Atların mümkün olan en uzun sürelerde çiğneme
hareketi yapması, sonucu üretilen tükrük at yeminin de ıslanmasına yardımcı olarak yemin sindirim kanalında
hareketini de kolaylaştırır. Sonuçta çiğneme hareketinin çok olması hazmı
kolaylaştıran ve sindirim problemi olma ihtimalini azaltan bir faktör olarak
karşımıza çıkar.
Dolayısı ile sportif faaliyet ve ya damızlık amaçla kullanılan atların performanslarını arttırmak amacı
ile kullandığımız dengeli yemlerden faydalanmalarını arttırmak için uzun
çiğneme periyodlarının olduğu kaba yemleri de rasyon içerisinde düşünmek
zaruridir. Bu kaba yemleri yeterli miktar ve süreler ile alamayan atlarda
midede ki asidin nötralize edilememesi sebebiyle at tükrük üretmek amacıyla
çeşitli anormal davranışlar edinebilir. Örneğin; yel yutması, kapıları kemirme gibi.
Sonuç olarak çeşitli sebepler ile doğada serbest dolaşmayan
atların beslenme programının onların doğal ihtiyaçları göz önünde bulundurularak
yapılması ve beklenen performansın alınabilmesi için yem içeriği ve yemleme
tekniği dikkatlice programlanmalıdır.